Karma Yoga (II)
Simdi vereceğim anekdotla tutumların, işlerin görünüşlerini nasıl
değiştireceğini görelim.
Doğru Tutum Bir İşi İbadete Çevirebilir
---------------------------------------
Bir köyde inşa edilmekte olan bir Tapınak ve bu inşaatta taşları yontup kırarak muhteşem heykeller ortaya çıkaran birçok işçi varmış.Bir gün bir ajanstan muhabir gelip çalışanlarla röportaj yapmak istemiş. İlk önce gittiği bir çalışana sormuş.
“Burada ne yapıyorsunuz?”
Adam büyük bir öfkeyle yanıt vermiş.
“Görmüyor musunuz ne yaptığımı işte taş kırıyorum. Hem de çok sert taşları.Ellerime bak ne hale geldiler. Kıpkırmızılar. Taş dövmek cehennem gibi bir şey. Bir delik bulup kaçabilsem keşke ama nerde! Şef sürekli kafamda bana bakıyor. Bütün bu iş cehennem gibi. Bir de bana soruyorsun bu iş zor mu diye? Bu iş tam bir bela. Sanki lanetlendim bu işi yapmak için. Keşke bir an evvel bu sefil işten kurtulabilsem!”
Muhabir yeniden bir soru yöneltmiş.
“Taş kırıp dövdüğünüzü anladım fakat burada inşa edilen nedir?” Adam.
“Bu saçma sapan yolu niye yapıyorlar anlamadım, zaten beni hiç alakadar da etmez.” demiş.
Sonra muhabir bir diğer isçiye gidip sormuş.
“Ne yapıyorsunuz?”
Adam cevap vermiş.
“Ben taş kesiyorum. Bu benim işim. Sekiz saat çalışıp 10 dolarımı alırım. Benim karım çocuklarım var. Bu benim sorumluluğum. Çoluk çocuğuma bakmak zorundayım. Bu benim sadece görevim.”
Kadın sormuş:
“Burada ne inşa olduğunu biliyor musunuz?”
“Evet bir tapınak olduğunu söylediler. Bütün işi bir tapınak için yapıyoruz. İsterse hapishane olsun benim için fark etmez. Ben sekiz saat işimi yapar on dolarımı alırım. Başka da işim olmaz.”
Sonra kadın üçüncü adama gider ve sorar.
“Burada ne yapıyorsunuz?” Adam cevap verir:
“Ben bir Tapınak inşa ediyorum. Bu köyde yıllardır bir tapınak yoktu. Ne zaman bir festival olsa bütün insanlar yan köye giderlerdi. Benim büyükbabam denedi ama bütün hayati boyunca başaramadı. Babam da çok çabaladı ama bir tapınak inşa edilemedi, hep bir rüya olarak kaldı. Benim zamanımda da olmayabilirdi belki ama Tanrı’nın lütfuyla bu Tapınak benim zamanımda inşa ediliyor. Biliyor musunuz taşa vurduğum her an muhteşem bir melodi çıkıyor. Bakın burada her şey tapınak inşaatı başladığından beri bir festival gibi. Bu tapınak bütün köyü bir araya getirdi. Bu uykulu halk bir anda festival moduna geçti.” Muhabir sormuş.
“Burada ne kadar çalışıyorsunuz?”
“Neden soruyorsunuz ki? Kalkar kalkmaz buraya gelirim ve taşları kesmeye başlarım. Burada yerim içerim, her şeyimi burada yaparım. Eve gittiğimde, yattığımda, hatta rüyamda bile taş keserim ben. Bu gerçekten çok mutluluk verici bir şey benim için. Bu benim hayalim”
Muhabir sormuş.
“İnşaat ne zaman sona erecek?”
“Neden bana bunu soruyorsunuz ? Ben bu tapınak inşaatının bitecek olmasına son derece üzülüyorum. Keşke daha çok uzun sure hünerlerimi bu tapınağın etrafında gösterebilsem. Bu bir kutsanmışlık.”
Eğer yapılan işe bakarsanız, üç insanda aynı işi yapmakta, fakat birincisi için bu bir cehennem, ikincisi için bir görev, ödev, oysa ki üçüncüsü için bir kutsama. Eğer işin doğal olarak iyilik ve kötülük nitelikleri varsa, o halde bu üçü de aynı şeyleri hissetmeliler. Ama bu realite değil. İş kendi başına bu nitelikleri taşımaz. Peki bu kadar büyük farkları yaratan nedir? Aklımızı rahatsız eden iş değildir, bu bir hiledir.
İş dışsal bir şeydir. Davranışlarımız içseldir. İş dünyaya aittir. Davranışlarınız ise size. İşleri değiştiremezsiniz, çünkü onlar dış dünyaya bağlıdır. Değişmek isterse değişir. Ama işin arkasındaki davranış ve tutumlar sizin elinizdedir. Kesin bir tavır işinizi perişan bir hale çevirebilir ya da onu mutluluk verici kılar. Tutumlarınızı değiştirin ve spirituel bir hale gelin. Eğer doğru tutumlar sergilemiyorsanız spirituel değilsinizdir.
Sizin spirituel olup olmadığınızı belirleyen iş değildir. Bu konu derinlemesine anlaşılması gereken bir durum. Nitekim Hint felsefesinde buna örnek bir çok hikaye bulabilirsiniz. Bir kadın sıradan bir fahişe olabilir ya da olağanüstü bir azize. Bunun sebebi onun yaptığı iş değildir, sergilediği tutumlardır. Davranışlarınız sizin elinizdedir ve bunları istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Kimse herhangi bir tutum için sizi zorlayamaz. İnsanlar sadece sizin davranışlarınıza tesir edebilirler. Ama yine de nasıl davranacağına karar verecek olan sizsiniz, ve doğru davranışlar size yoga düşüncesinin içine girmekte yardim eder.
değiştireceğini görelim.
Doğru Tutum Bir İşi İbadete Çevirebilir
---------------------------------------
Bir köyde inşa edilmekte olan bir Tapınak ve bu inşaatta taşları yontup kırarak muhteşem heykeller ortaya çıkaran birçok işçi varmış.Bir gün bir ajanstan muhabir gelip çalışanlarla röportaj yapmak istemiş. İlk önce gittiği bir çalışana sormuş.
“Burada ne yapıyorsunuz?”
Adam büyük bir öfkeyle yanıt vermiş.
“Görmüyor musunuz ne yaptığımı işte taş kırıyorum. Hem de çok sert taşları.Ellerime bak ne hale geldiler. Kıpkırmızılar. Taş dövmek cehennem gibi bir şey. Bir delik bulup kaçabilsem keşke ama nerde! Şef sürekli kafamda bana bakıyor. Bütün bu iş cehennem gibi. Bir de bana soruyorsun bu iş zor mu diye? Bu iş tam bir bela. Sanki lanetlendim bu işi yapmak için. Keşke bir an evvel bu sefil işten kurtulabilsem!”
Muhabir yeniden bir soru yöneltmiş.
“Taş kırıp dövdüğünüzü anladım fakat burada inşa edilen nedir?” Adam.
“Bu saçma sapan yolu niye yapıyorlar anlamadım, zaten beni hiç alakadar da etmez.” demiş.
Sonra muhabir bir diğer isçiye gidip sormuş.
“Ne yapıyorsunuz?”
Adam cevap vermiş.
“Ben taş kesiyorum. Bu benim işim. Sekiz saat çalışıp 10 dolarımı alırım. Benim karım çocuklarım var. Bu benim sorumluluğum. Çoluk çocuğuma bakmak zorundayım. Bu benim sadece görevim.”
Kadın sormuş:
“Burada ne inşa olduğunu biliyor musunuz?”
“Evet bir tapınak olduğunu söylediler. Bütün işi bir tapınak için yapıyoruz. İsterse hapishane olsun benim için fark etmez. Ben sekiz saat işimi yapar on dolarımı alırım. Başka da işim olmaz.”
Sonra kadın üçüncü adama gider ve sorar.
“Burada ne yapıyorsunuz?” Adam cevap verir:
“Ben bir Tapınak inşa ediyorum. Bu köyde yıllardır bir tapınak yoktu. Ne zaman bir festival olsa bütün insanlar yan köye giderlerdi. Benim büyükbabam denedi ama bütün hayati boyunca başaramadı. Babam da çok çabaladı ama bir tapınak inşa edilemedi, hep bir rüya olarak kaldı. Benim zamanımda da olmayabilirdi belki ama Tanrı’nın lütfuyla bu Tapınak benim zamanımda inşa ediliyor. Biliyor musunuz taşa vurduğum her an muhteşem bir melodi çıkıyor. Bakın burada her şey tapınak inşaatı başladığından beri bir festival gibi. Bu tapınak bütün köyü bir araya getirdi. Bu uykulu halk bir anda festival moduna geçti.” Muhabir sormuş.
“Burada ne kadar çalışıyorsunuz?”
“Neden soruyorsunuz ki? Kalkar kalkmaz buraya gelirim ve taşları kesmeye başlarım. Burada yerim içerim, her şeyimi burada yaparım. Eve gittiğimde, yattığımda, hatta rüyamda bile taş keserim ben. Bu gerçekten çok mutluluk verici bir şey benim için. Bu benim hayalim”
Muhabir sormuş.
“İnşaat ne zaman sona erecek?”
“Neden bana bunu soruyorsunuz ? Ben bu tapınak inşaatının bitecek olmasına son derece üzülüyorum. Keşke daha çok uzun sure hünerlerimi bu tapınağın etrafında gösterebilsem. Bu bir kutsanmışlık.”
Eğer yapılan işe bakarsanız, üç insanda aynı işi yapmakta, fakat birincisi için bu bir cehennem, ikincisi için bir görev, ödev, oysa ki üçüncüsü için bir kutsama. Eğer işin doğal olarak iyilik ve kötülük nitelikleri varsa, o halde bu üçü de aynı şeyleri hissetmeliler. Ama bu realite değil. İş kendi başına bu nitelikleri taşımaz. Peki bu kadar büyük farkları yaratan nedir? Aklımızı rahatsız eden iş değildir, bu bir hiledir.
İş dışsal bir şeydir. Davranışlarımız içseldir. İş dünyaya aittir. Davranışlarınız ise size. İşleri değiştiremezsiniz, çünkü onlar dış dünyaya bağlıdır. Değişmek isterse değişir. Ama işin arkasındaki davranış ve tutumlar sizin elinizdedir. Kesin bir tavır işinizi perişan bir hale çevirebilir ya da onu mutluluk verici kılar. Tutumlarınızı değiştirin ve spirituel bir hale gelin. Eğer doğru tutumlar sergilemiyorsanız spirituel değilsinizdir.
Sizin spirituel olup olmadığınızı belirleyen iş değildir. Bu konu derinlemesine anlaşılması gereken bir durum. Nitekim Hint felsefesinde buna örnek bir çok hikaye bulabilirsiniz. Bir kadın sıradan bir fahişe olabilir ya da olağanüstü bir azize. Bunun sebebi onun yaptığı iş değildir, sergilediği tutumlardır. Davranışlarınız sizin elinizdedir ve bunları istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Kimse herhangi bir tutum için sizi zorlayamaz. İnsanlar sadece sizin davranışlarınıza tesir edebilirler. Ama yine de nasıl davranacağına karar verecek olan sizsiniz, ve doğru davranışlar size yoga düşüncesinin içine girmekte yardim eder.
0 Comments:
Post a Comment
<< Home